”Luis Suarez bir suikastçı. Her zaman öyleydi ve azalan fiziksel yetenekleri bu gerçeği etkilemedi.” Alan Feehely Football Espana’da ki yazısında Luis Suarez’i aç bir kaplana benzetiyor.
Uruguay’lı, Atletico Madrid’in Cadiz’i deplasmanda 4-2 yendiği maçta iki gol atarken ligdeki gol sayısını da 14’e çıkardı. Suarez için gol atmak sorun değildi, ancak Atletico için sorundu!
Madrid’in kırmızıları geçen sezon oynadığı 38 maçta topladığı 70 puanla şampiyon Real Madrid’in 17 puan gerisinde ligi 3. sırada bitirmişti. Attığı gol sayısı ise sadece 51’di.
Diego Simeone’nin, Atletico’ya oynattığı futbol, oynatmadığı futbol demek sanrım daha doğru olacak La Liga’da 6 yıldır şampiyonluk görmesine engel oldu.
Atletico bugün bir maç eksiği ile en yakın takipçisi Real Madrid’in 10 puan önünde La Liga’nın zirvesinde yer alıyor. Attığı 40 golle ligin en çok gol atan ekibi. Bazı alışkanlıklar kolay değişmiyor. Halen çok fazla gol yemiyorlar. Kalelerinde sadece 10 gol gördüler ki ligin en az gol yiyen takımı.
Dünyanın gözü Crsitiano Ronaldo ve Messi’nin üzerindeyken, Luis Suarez hiç kimseyi umursamadan gollerini atmaya devam ediyor. Barcelona’dan ayrılırken hak ettiği saygıyı görmemesine rağmen Suarez’den eski kulübünün kalbini kıracak her hangi bir söz çıkmadı.
Sezon başında Barcelona’ya veda eden Luis Suarez, tesislerden ayrılırken gözyaşlarını tutamadı. Sahada gördüğümüz hırçınlığını düşünüce Suarez’in gözyaşları, futbolu yönetenlerin başarısızlıkları karşısında kendilerini değil futbolu cezalandırmalarına karşılık geliyordu.
Alan Feehely, Suarez’in futbol karakterini özetlerken, Antoine Griezmann’a da gönderme yapıyor.
”Suarez kavgacı bir ruhtur ve Liverpool’da Premier Lig savunmalarını parçaladığından beri hep öyle olmuştur. Kazanmak için oynuyor, oyunun şöhretine çok düşkün olan beğenilmek ve sevilmek isteyen Antoine Griezmann gibi değil. Suarez bir katil.”
90min.com’dan Max Cooper, Güney Amerikalı futbolcular için ”Kendimizi hangi çağda bulursak bulalım, Avrupa’nın en büyük kulüplerinden birine giden bir Güney Amerikalı oyuncunun her zaman gizemli ve heyecan verici bir yanı olmuştur.” derken duygulara da tercüman oluyor.
Benim için Uruguay 90 yıllarda eşsiz futbol zarafeti ve yeteneğiyle Enzo Francescoli’ydi. 2000’li yılların başında sihirli sol ayağı ve futbol zekasıyla Alvaro Recoba’ydı. Luis Suarez’de bu geleneğin günümüzdeki son temsilcisi olarak forma rengi fark etmeksizin gollerini atmaya devam ediyor.