İlk başta insanın kulağına çok hoş geliyor. ” Yaşadığın şehrin takımını tut” . Yaşadığı şehrin takımına tutkuyla bağlı olanlar hangi Lig’de olursa olsun her zaman takımlarının peşinden koştu. Ancak öyle bir an geldi ki yaşadıkları şehir yerinde dururken gönülden bağlı oldukları kulüplerinin yerinde olmadığını gördüler! Arma, Forma, isim olarak futbol kulübü yerinde duruyordu ama sadece birer isimden ibaret kaldılar.
İlginçtir bu kulüpler için sonun başlangıcı Süper Lig’e çıkmakla başladı. Büyük emeklerle çıkılan Süper Lig’de tutunamayanlar bir sonraki yıl 1.Lig’den Süper Lige çıkmak için mücadeleye başlasalar da, Lig başladıktan çok kısa bir zaman sonra kendilerini tekrar küme düşme potasının buldular.
Futboldan anlamayan yönetimler, taraftara hoş görünmek için yapılan pahalı transferler bir yana, gerçekçi olmayan vaatlerde kulüpler için dramatik sonun başlangıcı oldu.
Orduspor yönetimi 2011-12 sezonunun devre arasında takımın başına ünlü teknik adam Hector Cuper’i getirdi. Ancak takım o sezonu küme düşme hattının hemen üstünde bitirdi. 2012 Ağustos ayında Orduspor başkanı Nedim Türkmen, hedeflerinin 3 yıl içinde UEFA kupalarına katılmak, 5 yıl içinde Süper Lig şampiyonluğu olduğunu açıkladı. Orduspor o sezon küme düştü.
Orduspor sonraki sezon, tekrar Süper Lig’e çıkma şansı yakalamasına rağmen kendi gibi aynı kaderi yaşayan Mersin İdmanyurdu Süper Lig’e çıktı. Süper Lig’e çıkmak Mersin İdmanyurdu için de şu anda yaşadığı kabusun başlangıcı oldu. (Mersin İdman Yurdu, İçel İdman Yurdu adı ile 3’üncü Lig’de mücadele ediyor)
Orduspor Türkiye Bölgesel Amatör Ligi 4.grupta mücadele ederken, (Şu anda Orduspor futbol faaliyetlerine son verdi dernek statüsünde hukuki varlığını sürdürüyor) Hector Cuper ne mi yapıyor? bu yazı yazılırken Arjantinli Teknik Adam Rusya 2018-Dünya Kupası biletini alan Mısır Milli Takımının başındaydı.
Futbol kulüplerinin yönetimi ve organizasyonu uzmanlık ve bilgi birikimi isteyen bir konu. Sadece paranın temel alındığı yönetim anlayışı dernek statüsündeki kulüpler veya şirketleşmiş kulüpler için kısa vadede geçici başarılar getirse de uzun vadede kulüplerin kapanmasına kadar giden yolu açıyor.
Spor Toto 1.Lig’de mücadele eden kulüplerin ekonomilerindeki bozulma bu sezonda olduğu kadar başka hiçbir sezonda bu denli göze çarpmamıştı.
Samsunspor borçlarından dolayı kayyuma devredilirken, Eskişehirpsor kapanmanın eşiğine geldi, Gaziantepspor ise çok dramatik bir şekilde irtifa kaybederken, Kayseri Erciyes ve Mersin İdmanyurdu’nun en yakın takipçisi konumunda!
Anadolu kulüpleri için en büyük yanılgı paranın Süper Lig’de olduğudur.
Kulübün Süper Lige çıkması durumunda ekonomik olarak rahatlayacakları düşüncesidir. Doğrudur! Süper Lig’de para var ama Lig’de kalma adına kulübün bütçelerinin üstünde yapılan transfer harcamaları kulübün 2-3 sene içinde puan silmeyle başlayıp, kayyum atanmasına hatta kapanmasına kadar giden yolu açıyor.
Ülkemiz, futbol yönetimi konusunda bir yol ayrımında. Futbol sadece parayla yönetilecek kadar basit bir konu değildir. Futbolun bir ruhu vardır. duygu var, bağlılık var. Yukarıda da bahsettiğim gibi futbol kulüplerinin yönetimi ve organizasyonu uzmanlık ve bilgi birikimi ister.
Katar sermayesi bir yana futbolda para bir sonuçtur. Avrupa’da, Brezilya’da, Arjantin’de hatta ülkemizde futbolun nasıl yönetileceğine dair çok mükemmel örnekler dururken Paris Saint-Germain’i değil Altınordu’yu örnek almak kulüplerimiz için çok daha gerçekçi olacaktır.
*Yazının yayınlanma tarihi: 31 Mart 2018