Bu Alemde Bizi Kimse Geçemez!

Cristiano Ronaldo Suudi Ligi’nin bir yıl içinde Türkiye ve Hollanda Ligi’ni geçeceğini söylediğinde nedensiz olarak hafızam beni 1982 Dünya Kupasına götürdü. Aklıma ilk gelen Fransa – Kuveyt maçı oldu. Tabi burada özne olan Kuveyt milli takımı ve maç sırasında yaşananlar.

Olay kısaca şöyle gelişiyor

Fransa ile Kuveyt grup maçı oynuyor. Horozlar 3-1 önde maç devam ederken düdük sesi duyuluyor. ki o sesi bende hatırlıyorum.

Kuveytli oyuncular bir an duruyor! Fransız futbolcu Alain Giresse oyuna devam edip durumu 4-1 yapıyor.

Hakem gol kararı verince Kuveytli futbolcular çalan düdüğün hakemden gelmediğini anlıyorlar. O anda ortalık karışıyor.

Henüz 8 yaşındayım neler olduğunu anlamaya çalışıyordum!  

Tribünde bulunan Kuveyt Futbol Federasyonu Başkanı Şeyh Fahid El Ahmed El Sabah sahaya iniyor ve futbolculardan soyunma odasına gitmelerini istiyor. Şeyhin ve futbolcuların itirazları gol kararını değiştiriyor ve maçın Sovyet hakemi Miroslav Stupar golü iptal ediyor. Fransa 89. dakikada Maxime Bossis’in attığı golle maçı 4-1 kazanıyor.

Dört yılda bir düzenlenen Dünya Kupasına 40 yılda 1 katılan bir ülkenin mağdur olsa bile sahadan çekilme isteği beni çok şaşırtıyor. Dahası böyle bir karar alınacaksa teknik ekip ve futbolcular karar verir diye düşünüyorum. Federasyon başkanının sahaya inmesi ki bana göre saha kutsal alan! takımı sahadan çekmek istemesini çok garipsemiştim.

Kuveyt Futbol Federasyonu Başkanı Şeyh Fahid El Ahmed El Sabah

O günden sonra Körfez ve Suudi Arabistan futboluna her zaman mesafeli oldum. Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan dünya kadar parayla dünya kadar futbolcu transfer etti. Futbol kültürü oluşturma çabasına girmediler. Suudi Arabistan, İngiltere Premier Ligde ki tüm futbolcuları transfer etse de Türkiye Liginden yüzyıl geride kalıyor. Çünkü biriktirmesi gereken çok fazla hikayeye ihtiyacı var.

Futbolda hikayenin içinde insanlar var. Stadyumlar var. Deplasman taraftarı var. Taraftar gruplar var. Yöneticiler var. Şike var. Transfer dedikoduları var. 3 büyükler var. Trabzonspor var.

Şampiyon olduktan sonra dramatik bir şekilde gözümüzün önünde kapısına kilit vurulmak üzere olan Bursaspor var.  Göztepe, Altay, Karşıyaka seni nasıl unuturum. Sibirya soğuklarında futbol oynayan Kayseri, Konya ve diğerleri…

Siyah kırmızı başkent yıldızı Gençlerbirliği. Gecekonduda otursak ta! sevdalıyızdır İmalat-ı Harbiye Ankaragücü’ne.

Adanaspor sarı sıcağın, Adana Demirspor Halkın takımıdır mesela!

Dahası bu hikayenin içinde proje takımımız Şampiyon Başakşehir var.

Daha ne mi var!

Petrol parasının satın alamayacağı Halit Kıvancımız var.

Hüseyin Başaran var.

İlker Yasin, Fahri İkiler, Doğan Yıldız var.

Ercan Tanerimiz var.

Gözü ve sesi futbol topunun peşinde olan daha nice seslerimiz var!

1986 FİFA Dünya Kupası/Meksika. İlker Yasin, Fahri İkiler ve Sevgili Halit Kıvanç (Foto: İbrahim Kırkayak)

Deplasmana giderken trafik kazasında hayatını kaybeden o canım taraftarlarımız var.

Zeki Rıza Sporel’dir milli takımda ilk golümüzü atan.

Metin Oktay ve Lefter kalbimizi çalan!

Biz İngiltere’ye 8-0 yenildik de 8-0’a değil gol atamadığımıza üzüldük!

Futbolun Shakespeare’i İslam Çupimiz var kalbimizi ve beynimizi ayaktopunda buluşturan.

Şanlı Kaptan var. Vedat Okyar abimiz, Turgay Şeren, Doktor Sokrates’in akrabası Mehmet Demirkolumuz var.

Kadın hakemlerimiz, kulüp başkanlarımız var.

Dahası kadın futbol yazarlarımız var. ‘Yazı yazdım çabuk okuyun gebertirim” diyen

2002 Dünya Kupasını ve takım elbisesi tartışılan Şenol Güneşimizi nasıl unutabilirim!

Ülkemizde hayat durdu ama birleri durdurmadı hadi tatilsiniz demedi. Oynadığımız maçlarda hayat bize futbol tatilini hediye etti. Yazılı olmayan kurallar işledi. O yaz herkes milli takımının yanındaydı.

2008 Avrupa Futbol Şampiyonası neydi o öyle!

Nihat Kahveci, Genç Semih, Rüştü ve arkadaşlarının yaşattıkları sevinç bir yana İsviçre, Çek Cumhuriyeti ve Hırvatistan’ın yaşadığı travmalara ne demeli! Az daha Almanlarda antidepresana başlayacaktı.

Hami Mandıralı var füzecidir kendileri. Başbakan Lemi, hep çizgide top süren İskender var.

Bir Aleximiz var mesela Arabistan da olmayan! Şotamız, Quaresma, Hagi Hagi Hagimiz var. Hepsinden önce Toni Schumacher, Simoviç, Ferdinand, tabi ki sol ayağına hayran olduğumuz Prekazimiz var. Jupp Derval geçti bu topraklardan. Gordon Milne, Veselinoviç, Zico, Gerets. Tigana, Biliç şimdi aklıma gelenler hepsi bizden oldu. ha bu arada unutmadan Teknik Direktörümüz Yılmaz Vuralımız var bütün ülkeyi gezen.

Biter mi bu hikaye saymakla bitmez.

Deplasman Otobüsü- Göztepe taraftarına selam olsun.

Sabahın 5’inde öğleden sonra 2’de oynanacak maç için bilet kuyruğuna girilirdi bu ülkede!

Soğukla, sıcakla, açlıkla hatta susuzlukla terbiye edilmiştir taraftarımız ve futbolumuz.

Şike söylentileri var.

Hatır şikesi var.

Tofaş otomobil var.

Para dolu çantalarla soyunma odasına giren gizemli yöneticiler var.

Teşvik pirimi bile var.

Stadyumlarımız vardı kale arkasında maç izlemenin eziyet olduğu, küfrün birinin bin para ettiği.

Stadyumlar yenilendi. Küfür aynen devam!

Taraftarımız var!

Çarşımız, Ultralar, GFB, Şimşekler, Texas, Nalçacılar, Tatangalar ve diğerleri. az emek verilmedi tribünde deplasmanda.

Stadyum önünde kebapçılarımız var. Salatası soğanı bol, kıyması az dürümlerimiz var. Köftecimiz, Dönercimiz, Simitcimiz…

TRT’de dönüşümlü maç yayınını ve Cenk Koray’ı da yazmadan geçmek olmaz.

Ha birde yayıncı kuruluşumuz var. Kaderin cilvesi işte. beIN Sports körfez sermayesidir. Katar’dan dünyaya yayılmışlar her sene yayın gelirlerini küçülterek ligimizdeki kulüplere dağıtan!

Üzüntümüz de çok sevincimizde.

Mucizemizde çok hayal kırıklığımızda.

Ağladık ta güldük te uykusuzda kaldık kavgada ettik.

Maç mevzundan canımmmmm babama da küstüm, abilerime de…  daha ne diyeyim.

Hollanda ligini de Hollandalı bir arkadaşımız yazsın biliyorum ki eksikleri yok fazlaları var.

Johan Cruyff ve arkadaşları var çok uzatmayım yazıyı.

Hollanda ’88 Avrupa Futbol Şampiyonası demek. Bizdeki Metin, Ali, Feyyaz gibi Gulit, Van Basten, Rijkaardları var.

Portakallar demek Amsterdam Arena, Bergkamp kişisel olarak çok sevdiğim Rafael van der Vaart ve tabi ki total futbolun mucidi Rinus Michels demek.

CR7 sana saygım sonsuz ancak futbol sadece sonuçlardan ve paradan ibaret değil. Suudi Ligi kendi hikayesini yazdığında gerçek futbol sevdalıları nezdinde hak ettiği saygıyı görecektir. Sende biliyorsun ki bu yol çok uzun ve hayata dair her şeyi kapsar.

Sevgili Ronaldo üzgünüm ama Suudi Arabistan Ligi şimdilik proje ligi veya paranın ligi olarak anılmaya devam edecek.

Bu hikayeyi yazmak için senin  orda ki varlığın onlar için bir şans. Umarım bu şansı iyi değerlendirirler.